26.06.2009

Hoşçakalın



Bitti efendim. Çok düşündüm böyle uzun uzun birşeyler yazsam mı diye ama gerek yok.

2007 Ağustos'ta başladığımız blog yolculuğu burada bitiyor. Bitmesinin sebebi ise bu satırların yazarının hayatının deplasmanına gidiyor olması. Yolculuk bu sefer çok uzaklara, ABD'ye, bambaşka bir hayata...

Bundan sonra bu blogda belli bir duruşta yazmaya çalışırsam İsveç'ten tribün dersi vermeye kalkanlar gibi olacağım için hiç gerek yok devam etmeye.

Fenerbahçe'de, tribünüde, İstanbul'da burnumuzda tütecek nasıl olsa...

Belki ilerleyen dönemlerde başka bir çalışmayla başka bir yerde devam ederiz, o zaman buradan sinyalide çakarız fakat efsanemaraton.blogspot.com artık ömrünü tamamlamıştır.

Hoş bir anı, güzel bir arşiv olarak kalması dileğiyle,

Hoşçakalın...

22.06.2009

Yok Böyle Bir Trafik

"Giresun'dan İstanbul'a 12 saatte geldim, karşıya 3.5 saatte geçemedim."

Ağlamak istiyorum ulan, o nasıl bir köprü trafiğidir. Her gün köprüden geçerken senin trafiğine küfrederken hata yapmışız. Beterin beteri varmış.
Nesilden nesile aktarılması gereken ibretlik öykü gibi. Oturun evinizde, işinizde, çıkmayın bir yerlere.
Mecbur olanlara şimdiden geçmiş olsun.
Not : Giresun'dan gelen ben değilim, o laf radyoda konuşan bir otobüs şoförüne ait. :)

19.06.2009

Bukalemun


Fenerbahçe'nin bu sezon mücadele ettiği bütün branşlarda kazandığı ve kaybettiği tüm kupalar,madalyalar; Fenerbahçe karşısına kendi takımını çıkartmak yerine Fenerbahçe'nin rakibini desteklemek için tüm sezon bukalemun gibi renk değiştiren dostlarımıza gitsin.

18.06.2009

Efes'e Karşı Tuborg

Efes Pilsen'e kızıp maçta Tuborg tişörlteri, şapkaları dağıtmak nedir?

Bunun lütfen bir açıklaması olsun. Sen Fenerbahçe'li değil misin? Ne demek Fenerbahçe formasının üstüne alakasız bir firmanın reklam amaçlı ürünlerini giymek. Seni uyarana utanmadan yeşil Tuborg tişörtünün altından formanı gösteriyorsun. Hadi bir olsa iki olsa belki görmezden gelinecek ama koli ile getirip dağıtanın aklını seveyim ben. Sağduyulu olanlar ağır bastı da bu organizasyonu yapan sevgili Fenerbahçeliler uyarılarak o ürünleri çıkarttılar üstlerinden.

Olacak iş değil...

Abdi İpekçi'de Dün Gece


Biz bu şampiyonluğu 3. maçta kaybettik. Solomon'un unutulmaz hatası 5. maçta hakemlerin "kural"ları uygulamasıyla birleşince zaten son maça elimizde pek birşey kalmamıştı. Dürüst olmak gerekirse bu kupa 2-0 geriden gelen Efes'in hakkıydı. Seriyi güzel yapan, heyecanlandıran da buydu fakat başta Ergin Ataman ile Kaya Peker'in gereksiz tavırları seriyi mahvettiği gibi dün akşam maçtan sonra sahada hoş olmayan bir cevap aldı.

Son iki haftayı baştan alalım şimdi. Oynanan tüm maçlar aynı şekilde sonuçlansa, hatta Solomon o topu kaptırsa, hakemler yine o kuralı uygulasa fakat Ergin Ataman ve Kaya Peker çıkıp şovmenlik yapmasa bunların hangisi olurdu? Biraz pet şişe atılır, küfür edilir fakat kimse sahaya girmezdi. Fenerbahçe çıkar madalyasını alır, Efes'te kupayı kaldırırdı. Hatta alkış bile alırdı Efes kupayı alırken.

Fakat gerçek olan bu senaryonun tam tersiydi. Zaman zaman maçı kazanabilecek duruma gelsekte Efes Pilsen daha rahat olması ve geriden gelmiş olmanın sağladığı motivasyonla kupayı kazandı.


Maçtan sonra yaşananlar ise kimsenin olmasını istemediği şeylerdi. Tek sevindirici tarafı sahanın içine girenler arasında tribün gruplarının pek olmamasıydı. Eğer pota arkasında bulunan gruplarda tam olarak sahaya inseydi heralde bugün AFP, Reuters gibi ajanslar tüm bu olayların görüntülerini servis ediyor olurdu.

İyisiyle kötüsüye basketbol sezonuda sonlandı. 100. yılda Ülker'le birleşme, Aydın Örs'ün takımın başına getirilmesi ile (gönderilmesi bambaşka bir hadise zaten) yepyeni bir ivme kazanan basketbol şubesi Bogdan Tanjevic ile biraz bocalasada ligin en önemli takımlarından biri olmayı sürdürüyor. Ne de olsa bu değişimden sonra üç senede oynanılan üç final serisi ve kazanılan iki şampiyonluk var.

15.06.2009

Aykut Kocaman

"Mehmet Topuz'un imza töreninde Aykut Kocaman diye haykırmak"

Sadece bizim gibi düşünenler için taraftar mastürbasyonundan öteye geçmeyecek bir hareket. Hiç şüphe yok ki günümüz futbolunda Mehmet Topuz'lar Aykut Kocaman'lardan çok ama çok daha değerli.

Aykut Kocaman böyle kokuşmuş yapının içinde Fenerbahçe'de tüm güzelliklerin sembolü olsun.

14.06.2009

Cevaplayamadığım Soru


Mehmet Topuz'un transferinden memnun muyum değil miyim?

Fenerbahçe'ye imza attığından beri aklımda bu soru var ama kesin bir cevap veremiyorum.

Galiba memnun oldum. Şimdi, "daha geçen hafta sallıyordun, sende Topuz gibi kıvırma" deseniz haklısınız. Duruma bakıyorum, hayatta kabul edilemeyecek bir konu var ortada. Beşiktaşlıyım diyen ne idüğü belirsiz bir topçu ve kendisine verilen milyonlar. Buraya kadar bana ters.

Fakat birde Yıldırım Demirören'in Fenerbahçe'ye "ezik" demesi var. Galiba hırslandıran ve sonrasında transferden memnun kalmamı sağlayan olay bu. Bir nevi olayın namus meselesi haline gelmesi. Ama dedim ya tam emin değilim, adını koyamıyorum diye.

Emin olduğum tek şey bu elemanında Emre'den, Tümer'den, Fatih'ten farkı olmayacak benim için.

Yarın kendisi için tören yapılıyormuş. Bak işte bu da sinirlenmem, kızmam için bir sebep. Kim bu adam kardeşim? Mutlaka gidip kendisine koçum benim diye bağıranlar olacaktır. Bu transfere deli gibi sevinen adamlar yok değil, fakat benim gibi içine sindiremeyip ne var ne yok diye gidenlerde olacaktır kesin.

Keşke içerde spontane bir protesto gelişse bizim gibiler seslerini biraz duyursa ne güzel olur diyeceğim ama dilekten öteye geçmeyecek sanırım.

Unutmadan eklemek istiyorum, bu adam bu takımda nerede oynayacak, ne yapacak?

12.06.2009

Ortaya Karışık # bilmem kaç

-Bizim basketbol takımına totem motem fayda etmez oldu. Taraftar elinden geldiği kadar desteğini veriyor, totemini yapıyor ama iş sahada bitiyor. Seri 2-0 olunca kupa bizim, vur patlasın çal oynasın moduna giren başta ben ve benim gibi düşünen tüm saz arkadaşlarıma gazoz kapağı. Aklımız başımıza geldi tez zamanda seriyi çevirelim. Bir daha böyle densizlik yapan ... olsun.

-Bilica hakkında çıkan iddialar var. Kışın Forza Livorno, yaşasın St. Pauli, enteliz hepinizi severiz diye dolaşan TD'ciler, blogcular, tribüncüler ve daha niceleri bir anda ahlak bekçisi kesilmiş durumdalar. Guardialo mı Bilica mı tercih yapın artık.

-Şimdi bu haberi patlatan cezasahasi.net'e helal olsun demeden geçmemek lazım. Ama bizim dükkan olan Efsane Maraton ne blog ne de basın ilkelerini taktığı için sormadan edemiyorum. Adam bir senedir Türkiye'de dostum, Fener'e gelince mi jeton düştü?

-Giden Yasin'e üzüldüm. Hep iyi anılacak bir isim olarak yer etti en azından. Belki çok küfür ettirdi ama efendiliğinden birşey kaybetmedi.

-Kombine satışları nanay gidiyormuş. Transfer işleri böyle giderse böylede biter gibi duruyor. Aziz Yıldırım kötü alıştırdı milleti her sene bir yıldız hikayesine.

-Hepsini geçtim bayan voleybol takımı bu sezon maçlarını nerede oynayacaksa kombine çıkartsınlar. Çok ciddiyim. Takım her anlamda çok güzel oldu. Bu takım bu sene kupalara ambargo koyacak inşallah.

-Kombine çıkartsınlar lafını ettimde, şimdi takım güzel, oyuncular iyi olunca yönetim 5 liralık bileti 15 lira yapar. Vazgeçtim kombine konusundan. Bizbize takılalım Caferağa'da.

10.06.2009

Ters Totem

Play-Off'larda totem yapalım dedik, bloga hiç bir sonuç girmedik fakat bizim totem dün akşam patladı. Şimdi ters toteme geçme zamanı. Yani bir nevi yaraya tuz basma durumunu totem olarak algılıyoruz, acının(burada mağlubiyet oluyor) üstüne üstüne gidiyoruz. Solomon topu kaptırmazsa Ayhan Şahenk'te kupayla tur atıyoruz.

8.06.2009

Bosman'a İnat Topuz Kuralları

Çıksın kardeşim böyle bir kural. Millete ibreti alem olsun, ona kuyruk salla, buna kuyruk salla ne adammışsın sen arkadaşım böyle.

Bütün ülkenin gündemi değişti sayende. Onu da geçtim olan Beşiktaş'ın şampiyonluğuna oldu. Doya doya şampiyonluk haberi okumak, keyfini çıkarmak varken balon bir futbolcunun otel maceralarını okumak zorunda kalıyor adamlar.